Sosyal Medya Yöneticisi Nasıl Olunur? / Ajanslarda Ortam Nasıl?
Genç çalışanlar, rengarenk çalışma alanları, happy hour’lar… Bütün bunlar dijital ajanslarda çalışma isteğini artırıyor elbette ancak işi sadece renkli bir ortam ve eğlenceli çalışanlardan ibaret görüyorsanız sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem. Çünkü bu güzel görüntünün arkasında kısıtlı zamanda iyi iş beklentisi, upuzun çalışma saatleri, aşırı stres, revizyon üstüne revizyon, aciliyet ve üç birimin işini tek başınıza yapmak var. Ajanslardaki ortamı maddeler halinde size açıklayayım;
Her geç çıkışın, bir sonraki günü etkiliyor ve daha da geç çıkmaya başlıyorsun. Toplantı yapmaktan işi yapacak zaman bulamaz hale geliyorsun. Müşteri projeleri kısa zamanda çok güzel iş çıkartmanı bekliyor ve onun sabırsızlığı seni gergin bir insan yapıyor aman derken proje açılıyor ve her şeyi unutuyorsun.
Hiç sahaf dolaşmamış, festivalde uykusuz kalmamış, son parasıyla çok sevdiği bir albümü satın almamış insanlarla ajanslarda iş yürümüyor. Çok düşünen ve az üşenen arkadaşlar tercih ediliyor. Hal böyle olunca okuduğu bölümün zaman zaman pek anlamı kalmıyor yine de iletişim ile alakalı bölümler, reklam ve pazarlama gibi bölümler tercih sebebi oluyor.
Gece, hafta sonu, sabah erken ya da hastayım konularını unutun. Tatildeyim işi düşünmeyeceğim veya mail’lerime bakmayacağım diyebilen kişi bu sektörde çalışamaz arkadaşlar. Akşam geç geleceğini eve haber verip ajansa mesai için yemek söylemelisin… Ajanslar renkli, esprili görünür, bu sebeple insanlar reklam ajansı böyle bir şey galiba diye düşünür. Aslında içinde yaşayanlar renkli kişiliktedir ve duvarlar da onların rengine bürünür.
Ajans dünyasında iyi fikrin saati olmaz. Farklı çalışma saatlerine happy hour’lar eşlik eder. Birçok marka ile ritim tutturduktan sonra hayatımıza kaldığımız yerden devam ederiz.
Çalışmayı düşündüğünüz ajans hangi türde olursa olsun (geleneksel, kreatif, dijital, sosyal medya vs), burada “patronculuğa” yer yok. Her durumda kendi sözünü geçirmeye çalışan müşterileri görmezden gelirsek, ajans başkanı dahil, bütün ajans çalışanları kendi işinin patronudur.
Ajansın her bir üyesi bir diğerine sıkı sıkıya bağlıdır, tabii görünürde. Neticede birinin eksikliğinde diğerinin işi sekteye uğrayacaktır. Ofis ortamında kuyunuzu kazmayan tek canlılar ofis hayvanlarıdır. Dolayısıyla onlarla arayı iyi tutun.
Sektörde barınabilmek adına kendinizden ödün vermeniz gerekebilir. “Gazeteye şu büyüklükte bir billboard çıkalım” diyen bir reklam verenin karşısında karıncadan küçük hissetmeniz normaldir. “Evet kıroyum ama para bende” küstahlığıyla davranan birine ne diyebilirsiniz ki?
- İşiniz gereği kendi inanmadığınız şeylere başkalarını inandırmanız gerekir. Dolayısıyla profesyonellik yüksek seviyede olmak durumundadır.
- Reklamda ne söylenildiğinden ziyade nasıl söylenildiği mühimdir ve çoğu zaman reklamlar kadınları hedef alır ve yine aynı sebeple, ajanslardaki kadın popülasyonu epey yüksektir.
- Bir köşede çalışıyor bile olsanız, bir sürü ego bombasıyla çarpışmak durumunda kalabilirsiniz. Markaların birbirlerine açtığı savaşlar bir yana, bir de sizin uğraşmak durumunda olduğunuz kişisel savaşlarınız vardır. Herkes kendi fikrinin daha yaratıcı olduğunu iddia ve empoze edecektir. Tersi düşünülemez öyle değil mi?
- Muhteşem sandığınız fikirleriniz çoğunlukla çöp kutusunu boylar. Çünkü size güzel gelen şey her zaman müşterinin beklentisini karşılayamaz ya da hedef kitlenin kalbine dokunamaz.
- Yolun başındaysanız bırakın para almayı, iyi bir ajansta stajyer olarak işe alındığınıza dua edersiniz. Devirdaim sistemi sorgulatacak düzeyde fazladır. İşte tam da bu yüzden, gençler komik rakamlara çalışırken, tecrübeli elemanlar yüksek rakamlara çalışabilir. (her zaman için değil tabii)
Güldük, eğlendik, gel gelelim benim sevgili mesleğime… Bu kadar çok aranan bir meslek olarak sosyal medya yönetimi hakkında hala birçok şey bilinmiyor ya da atlanıyor diyebilirim. Sosyal medya günümüzde neredeyse her insanın içinde bulunduğu bir dünya olurken sosyoloji alanında da bir kimlik bulmaya başladı diyebilirim. Sosyal medya sosyolojisi olarak sosyolojinin bir alt bilimi olma yolunda sağlam bir pozisyona sahiptir. Sektörün sosyal medya yönetimindeki eksikliği, Yeni Medya, Medya ve İletişim gibi üniversitelerde bölüm olarak açılarak eksiklik kapatılmaya çalışılıyor.
Bir zamanlar ciddiye alınmayan ve “facebook şeysi” diye bahsedilen sosyal medya yönetimi bu zamanlarda en çok aranan iş gücü olarak karşımıza çıkıyor. Sosyal medya hepimizin bildiği gibi facebook, twitter, instagram, linkedin gibi ağlara verilen isimlerdir. Bildiğimiz üzere de bu sosyal ağları kullanan milyonlarca insan mevcut ve bu da firmaların reklam stratejilerini bu alanlara yönelmesini sağlıyor. Daha açık tabirle firmaların iştahını kabartan bir alan diyebilirim. Bu sosyal ağları reklam ve pazarlama yönünde son derece etkili kullanmayı bilen insanlara sosyal medya yöneticisi diyebiliriz kısaca. Hepimiz sosyal ağları kullanıyoruz fakat reklam verme koşullarını, paylaşım istatistiklerini, gönderi etkileşimlerini ve milyonlarca insana nasıl ulaşılabileceğini bilmiyoruz. Bu başlıklarda doğru stratejileri belirleyen ve bilgisini konuşturan insanlara sosyal medya yöneticisi denir.
Herkes için kolay gibi gözükse de sosyal medya yönetimi süreklilik ve araştırma gerektiren bir sektördür.
İnternet dünyası her geçen gün büyümekte ve yeni sosyal ağlar oluşmaktadır. Şu an için en büyük sosyal ağların facebook, twitter, youtube, instagram, linkedin, pinterest gibi ağlar olduğunu düşünürsek bu alanları etkili kullanmak yeterli gibi gözükmekte. Fakat bu ağlar da sürekli olarak kendini güncellemekte ve yeni özelliklere kavuşmaktadır. Bu güncellemeleri iyi takip etmek ve yorumlamak sosyal medya yönetiminin temellerini oluşturacaktır.
Sosyal medya yönetimini maddeler halinde açıklayacak olursak şöyle bir başlık söyleyebilirim size;
- Facebook başta olmak üzere tüm sosyal ağları iyi derecede kullanabiliyor olmak.
- Sosyal ağ güncellemelerini iyi takip etmek ve güncellemelere karşı strateji oluşturabilmek.
- Etkili görseller hazırlayabilmek için photoshop, illustrator benzeri grafik programları en az orta derecede kullanabiliyor olmak.
- Youtube ve diğer ağların video kanallarını etkili kullanabilmek için video edit programlarını en az orta derecede biliyor olmak.
- Sektördeki diğer sosyal medya yöneticilerini takip etmek ve onlardan bir adım önde olmak için stratejiler geliştirmek.
- Sosyal medya kullanıcılarının etkileşimlerinin analizini iyi yapabilmek ve stratejilerini ona göre geliştirmek.
- İyi bir sosyal medya yöneticisi olmak için ağların developer ekranlarını iyi derecede kullanabilmek.
Peki daha öncelerde facebook şeysi dediğimiz bu uzmanlar ne iş yaparlar ve iş tanımları nedir?
- Firmaları sosyal medya hesaplarının açılması ve takibi
- Sosyal medya raporların her ay hazırlanması ve geliştirilmesi
- Markaya sosyal medya aracılığıyla ulaşan müşterilerin ya da kullanıcıların marka hakkındaki talep, istek ve şikâyetlerini efektif bir şekilde yönetmek
- Müşterilerinin sosyal medyada neden var olmaları gerektiğini ya da nasıl gözükmek istedikleriyle ilgili müşterileriyle toplantı ya da görüşme yapmak
- Sosyal medyada firmaların müşteri potansiyelinin bulunması
- Sosyal medya hesaplarında potansiyel müşterilerinin ilgisinin çekilmesi ve markayı sürekli olarak potansiyel müşterilerin karşısına çıkarılması
- Etkili paylaşımların yapılması ve etkileşim sağlama
- Firmanın veya markanın reklamını taşıyabilecek fenomenlerin belirlenmesi ve o fenomenlerle reklam anlaşmalarının sağlanması.
- Sosyal ağlar haricinde sözlük,forum vb. platformlarda marka ile ilgili gönderiler oluşturup markayı internette her alana taşıma, bunun bir diğer adına “seeding” deniyor.
- Paravan bloglar oluşturma ve bu bloglara kullanıcı yorumları sağlama.
- Rakip markaların iyi bir şekilde analizinin yapılması ve her zaman bir adımda önde olmak için doğru stratejilerin geliştirilmesi.
- Yaratıcı kampanya fikirleri oluşturma.
- Youtube kanalının etkili kullanılması için viral hedefli videoların hazırlanması.
- İlluzyonel pazarlama hakkında bilgi ve beceriye sahip olmak sizi sosyal ağlarda developer olmak kadar puan kazandırır.
- SEO konusunda destek verebilecek donanıma sahip olan sosyal medya yöneticileri web sitelerine de gerekli desteği verebilir.
Birçok ajans tarafından iş ilanları ile yeterliliğe sahip kişiler aranıyor, büyük firmalar sosyal medya ekibi kuruyor. Özellikle İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerde talep var, yeterli yetişmiş eleman yok. Sosyal ağlardan bana en çok sorulan soru şu: “Sosyal medya uzmanı olmak istiyorum sizce X kursuna gitsem faydalı olur mu?“
Bugüne kadarki eğitim hayatım ve iş tecrübelerimle sabit ki, gittiğiniz kursların, aldığınız eğitimlerin tek başına size ya da kimseye bir faydası yok. Kendinizi geliştirmezseniz derslerde öğrendikleriniz anlamsızlaşacak, üstüne bir de cebinizden tonlarca lira para harcamış olacaksınız. Her kursa giden belki sosyal medya uzmanı olmayacak ama kendi işinde sosyal medyayı iyi şekilde kullanacak, iyi birer sosyal internet kullanıcısı olacaktır. Kursun bitiminden sonra bu yetenekleri kullanmaya devam ederse kendini geliştirecek, eğer kullanmazsa da körelecek, eğitime verilen zaman ve para boşa gidecektir.
Ama yine de tekrar etmekte fayda görüyorum; bir eğitime kaydolduğunuzda uzman olarak istihdam edilmeyi beklemeyin. Uzmanlık verilen bir şey değil kazanılan bir şeydir. Çok çalışmalı, işinizi sevmeli ve bol bol okumalısınız.
5 Yorumlar
ancak bu kadar net anlatılabilirdi ??
teşekkür ederim! 🙂
ajanslarda çalışanlar olarak ne çektik! resmen birebir durumu özetlemişsiniz. ellerinize sağlık. ?
teşekkür ederim! 🙂
sosyal medya yönetimi tek kişilik iş değilken ajanslarda tek başlarına yapmaları beklenir o da yetmezmiş gibi sosyal medya ne ya diyip bambaşka işler bile verilir! ajanslardaki bu leş durum çok iyi anlatılmış!