
Öğrenmeniz Yavaşlamasın: Kaygı ve Kurtulma Yolları
Kaygı bozuklukları en sık görülen ruhsal rahatsızlıklardan olmakla birlikte bu hayatta çoğumuz kaygılarımızla yaşarız. Bazen iş hayatımızda bazen özel hayatımızda bunlar gün yüzüne çıkar. Hayatımızda ara sıra kendimizi kaygılı hissetmek oldukça normal bir durumdur. Ancak sürekli kaygıları olan kişiler bu rahatsızlıktan daha fazla etkilenmekte. Bu kaygılar bizi, duygularımızı, kararlarımızı kısacası günlük hayatımızla birlikte tüm geleceğimizi yönlendiriyor. Öyleyse nedir bu kaygı?
Kaygı
Endişe, korku, rehavete kapılma gibi duygulara kişinin göstermiş olduğu ruhsal ve bedensel bir tepkidir. Bu tepkiler kalp atışlarının hızlanması, terleme, çarpıntı, nefes darlığı gibi tepkiler olabilmektedir. Baş dönmesi, ateş basmaları, bayılacakmış gibi hissetmek de diğer bedensel tepkilere örnektir. Kısacası kaygı, şiddetli korku ve panik hissidir. Kaygı sorunlarını fazla yaşayan kişiler çoğu zaman endişeyi yoğun bir şekilde hissettiklerinin farkındadır. Farkında olmalarına rağmen bazen kendilerini kontrol edemez ve sakinleşemezler. Durum bu seviyeye ulaştığında ise daha sağlıklı bir hayat sürdürebilmeleri ve kaygılarının hayatlarına engel olmaması için tedavi olmaları gerekmektedir.
Kaygı Neden Oluşur?
Bunun nedeni tam olarak anlaşılamamakla beraber bazen çok stresli ve travmatik bir olay sonrası oluşabildiği gibi bazen de sebep olmaksızın ortaya çıkabilmekte. Aynı zamanda genetik ve çevresel faktörlerin yanı sıra kişilerin ruhsal durumu ve mizacının da kaygı durumu ile yakından ilgili olduğu biliniyor.
Kaygılardan Nasıl Kurtuluruz?
Kaygılarınızı kabul etmekle başlamak ve korkularımızın üzerine gitmek en doğrusu. Çünkü endişe hislerinizi gizlemeye devam ettiğiniz sürece endişe duymanın sizin kendi hatanız olduğunu sanmaya devam edeceksiniz. Kaygı duymak kimsenin hatası değil.
Zararlı maddelerden ve bizi strese sürükleyecek olan durumlardan uzak durmak ilk şartları olarak biliniyor. Bunlardan sonra ise öncelikle hayat tarzımızı gözden geçirmemiz gerektiği önerilmekte. Yeterli sürede iyi uyumak, şeker ve kafein tüketimini azaltmak, düzenli bir yaşam sürmek, sağlıklı beslenmek, stresten olabildiğince uzak durmak dikkate alınması gereken önemli noktalardan.
İlaç kullanmaya ve doktor tedavisine başlamadan önce kaygı sorunu yaşayan çoğu kişi bununla tek başına başa çıkmaya çalışmakta. Spor yapmanın genellikle işe yaradığı söyleniyor. Spor ile birlikte yoganın da bu konuda iyi bir terapi yöntemi olduğu bilinmekte. Yoganın hem fiziksel egzersiz hem de meditasyon olması solunum tekniklerine bağlı olarak zihni sakinleştiriyor. Zaten kaygı durumlarında yavaş nefes almak kalp ritmini düşürdüğü için beden oksijen ile rahatlama sağlıyor.
Bununla birlikte kaygılanma anında ayağa kalkma ve vücudu düz tutmak da çok önemli. Tehlike veya korku hissedildiğinde bilinçaltından gelen bir hareketle öne eğilme ve kendini koruma içgüdüsü oluşmakta. Ayağa kalkmak ve düz durmak, vücuda normallik mesajını vererek sakinleşmenize yardımcı oluyor.
Eğer kaygı durumlarınız bunların üzerinde ve yaşantınızı etkileme noktasına gelmişse bunlara sağlıksız kaygı deniyor. Sağlıksız kaygı durumlarında uzman bir doktor tarafından yardım almanız gerekli. Psikoterapi veya ilaç ile kaygı bozukluğu tedavisi gerçekleştiriliyor.