Dijital Uçurum Nedir? Dijital Bölünme Nedir?
Farklı ülkeler arasında teknoloji kullanımı, teknolojiye erişim, teknolojiye ilişkin ekonomik denge ve hükümet destekleri arasındaki farklılıkları tanımlayan bir dijital bölünme söz konusudur. Dijital bölünme; bilgisayar, internet ve cep telefonu gibi dijital araç ve servislerdeki kullanım ve sahiplik açısından beliren eşitsizlikleri ifade etmek için kullanılan bir terimdir.
Ayrıca, Amerika’da internet kullanım oranlarının %87’ye kadar tırmanmasıyla birlikte, dijital bölünmenin sürekliliği, bir başka ifadeyle farklı demografik gruplar arasında teknolojiye erişimdeki eşitsizlikler hakkındaki tartışma devam etmektedir.
Dijital bölünme, dijitalleşmenin erken dönemlerinde sahiplik ve alım gücü bakımından altyapı ve erişim konularını merkeze almıştır. Daha sonra ise bu odak noktası altyapısal ve teknolojik temelliden, bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) hizmetlerini kullanım ve üyelik bakımından kullanıcı temelliye doğru yer değiştirmiştir.
Bireysel düzeyde, bilgi ve iletişim teknolojilerini günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline getirenler ile teknolojik, sosyolojik ve ekonomik dezavantajları nedeniyle bunlara erişim imkânından yoksun olanlar arasında; kurumsal seviyede, bazı kurumların bilgi ve iletişim teknolojilerindeki son değişimleri takip ederek sistemli bir şekilde kullan anlar ve kullanamayanlar arasında; küresel düzeyde ise, bazı ülkelerin bilgi ve iletişim teknolojilerine yoğun yatırım yaparken ve bu teknolojilerin bireysel ve kurumsal olarak benimsenmesini teşvik edecek politikalar uygularken, bu yatırımları yeterince yapamayan ülkeler arasında olduğunun altını çizmiştir. Eğitimsel açıdan bakıldığında da, dijital bölünmenin farklı değişimlere neden olduğu görülmektedir.
Eğitim kurumları, gündelik yaşamda her an bilgisayar, mp3 çalar, akıllı telefon kullanan, yeni teknolojilerin sürekli geliştiği bir çevrede doğan ve büyüyen ve “dijital yerli” olarak ifade edilen bir nesille karşı karşıyadır. Bunun yanında, çok sayıda öğrenci bu yeni teknolojik araçlara ulaşamazken, diğer bir öğrenci popülasyonun rahatlıkla bunlara ulaştığı söylenebilmektedir.
Bu ise dolaylı ya da doğrudan yollardan bölge ve cinsiyete dayalı eşitsizliklerin daha açık olarak görülmesini sağlamaktadır. Bu açıdan bakıldığında, eğitim politikalarının bu tür bir bölünmeyi azaltmaya yönelik çabaları desteklemesi gerektiği söylenebilir.