
Girişimcilik Nedir, Ne Değildir?
Günümüz dünyasında girişimcilik istihdam sorunun en büyük ilacı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum kendi işini kurmak isteyen, fikrini hayata geçirmek isteyen ya da kendi işinin patronu olmak isteyen bir çok insana ilham kaynağı olmakta.
Düşünsel emeğin eyleme dökülüp ekonomik değere dönüştürülmesi olarak tanımlanabilir. Peki bu ne demek? Girişimcinin özünde var olan girişimci ruhunu ortaya koyup, ürün ve hizmet elde etmesi ve elde ettiklerini organize edip “kar elde etmesi” dir. Kar elde etmesidir fakat kar elde etmek girişimciliğin sadece hedeflerinden biridir yani; kar elde etmek = girişimcilik olarak algılanmamalı.
Siz bir girişimde bulunduğunuz zaman ilk ay veya ikinci ay herhangi bir kar elde etmemiş, kimseden bir geri dönüş almamış olabilirsiniz, bu sizi korkutmasın. Zaten girişim dediğimiz şey de hemen büyüyecek yada hemen sonuç verecek bir şey değil. Uzun vadeye yaymalı, süreklilikle beslemeli ve hedefleri iyi belirlemelisiniz.
Kendinize kısa vadeli ve uzun vadeli hedefler belirleyin. 1 yıl sonunda kendinizi nerede görmek istediğinizi, neleri aşmış veya nelerle uğraşıyor olmanız gerektiğini belirleyin, böylece hedefleriniz sizin olmak istediğiniz yolda ilerlemenize yardımı olur.
Hedefleri belirledik iyi hoş şimdi önemli olan doğru zamanda doğru yerde olmak. Ne zaman doğru zaman, neresi doğru yer, kime göre, neye göre? Asıl mesele geniş açılı olmak, esnek olmak, farklı fırsatları görmek, hatta tehditleri fırsatlara çevirmektir. Kendinizi koşullandırmayın. Bazen hiç ummadığınız bir yerden bakıp çok farklı fırsatlar yakalayabilirsiniz.
Farklı fırsatları görmeye çalışırken de tabii ki etkileşimde olun. Girişimcilik geçmişte daha çok “kar amacı ile kendi işini kurmak ve büyütmek ” olarak tanımlanırdı. Günümüzde bu algı yerini “risk alma, yenilikleri yakalama, fırsatları değerlendirme ve bunları hayata geçirme” ‘ye bıraktı. İşte o fırsatları yakalamanın temelinde etkileşim yatıyor. Bugün başarılı girişimcilere baktığınızda çevresine duyarsız bir girişimci göremezsiniz. Çevrenizdeki insanlarla fikir alışverişinde bulunun, onların fikirlerini değerlendirin (belki size ilham kaynağı olabilir), hayallerinizi paylaşın. Daha önce de söylediğim gibi fırsatların ne zaman nereden çıkacağını bilemezsiniz.
Birçoğumuz bugün bir şeyler düşünürüz, aklımıza parlak fikirler gelir fakat harekete geçmeyiz, düşünceyi icraata dökmeyiz. Kenarda köşede değişimi ve gelişimi seyredip, “keşke şöyle yapsaydım” mı demek istersiniz yoksa harekete geçip değişimi bizzat siz mi gerçekleştirmek istersiniz? Eğer başkaları gibi seyreden olmak istemiyorsanız içinizdeki girişimcilik ruhunu ortaya çıkarın.
Para veya diğer maddesel varlıklardan çok girişimcilikte önemli olan girişimcilik ruhudur.
Girişimcilik ruhu: Şüphesiz ki hepimizin doğuştan yada çevresel faktörlerle kazandığımız edinimlerimiz var. Hepimiz kendimize has bireyleriz ve kendimize has yöntemlerimiz var. Önemli olan başarıya giden yolda bu bize has yöntemleri kullanmaktır.
Girişimci için en önemlisi tabii ki çalışmaktır. Girişimci 7 gün 24 saat her koşulda her şartta çalışmaya kendini hazırlamalı. Çalışmak, girişimcinin olmazsa olmazı ki çalışmadan oturarak kazanan tek şeyin tavuk olduğunu düşünürsek de çalışmak zorunda olduğumuz aşikar.
Şunu unutmayın ki her olumsuzluk mutlaka başka bir alternatife kapı açıyor. Yeter ki istikrarlı olun!! Girişimcilik, girişimde bulunma eylemi zorluklarla dolu ve bir o kadar da meşakkatli bir süreç ama bu sizi asla yıldırmasın çünkü girişimcilik hayatın ta kendisi ve pes etmeye asla yer yok. Hayatta da her zaman her şey istediğimiz gibi gitmiyor. Mutlaka zorluklarla karşılaşıyoruz. Girişimcilikte de böyle…
Webmaster mutfağındaki Girişimcilik başlığı altında yayımlanan yazılarımı, Y Combinator kurucusu Sam Altman‘ın Stanford Üniversitesi’nde düzenlediği “How to Start a Startup” eğitiminden esinlenerek hazırlamaktayım.