Sosyal Medya Ekonomisi
En basit anlatım ile; sosyal medya ekonomisinde kullanıcılar sadece tüketici konumunda değillerdir. Bir bakıma hepimiz üreticiyiz. Kullanıcılar kendi sosyal hayatlarındaki paylaşımların yanı sıra şirketlerin sosyal ağlardaki sayfalarıyla da ilgilenirler. Kullanıcılar, yaşadıkları sorunlarla ilgili soruları yazarlar ve buna gören başka bir kullanıcı şirketin yerine cevap verir. -çünkü o kullanıcılarda aynı şekilde bir sorun yaşamıştır.- Şirket bu etkileşimin sonucunda ekonomik bir çıkar sağlarken, kullanıcı şirkete sağlamış olduğu katkıdan dolayı ücret almaz.
İnsanların sosyal medya üzerindeki hayatı; attığı tweetler, Facebooktaki durum güncellemeleriniz, yüklediğiniz fotoğraflar ya da videolar, blog yazılarınız gibi hem genel hem de özel olarak enformasyon içeren metalar bulunuyor. Yani özünde kültürel ürünler olarak değerlendirilebilecek her şey sosyal hayatta değil de ekonomik hayatta da değerini buluyor.
Öncellikle sosyal medya karşıtı olan insanlarla şu konuda bir anlaşma ya da bir algılama yapmamız gerekiyor. insanlar sosyalleşmek kadar bilgi ihtiyaçlarını da karşılamak için sosyal medyaya yönelebilir, bu oldukça doğal bir durum. kim nereye gitmiş, kim ne yapmış, ne almış, doğum günleri ne zaman vb. bir şeylerden geri kalmamak için insanların içindeki o merak güdüsüyle cevap almak adına sosyal mecralara yöneliyorlar. Erving Goffman’a göre “bilginin çevreye olabildiğince erken duyurulması, insanlar arasında statü ve saygınlık kazandıran bir eylemdir. insanlar bu sayede, kanaat önderi olduğunu düşünmektedir ve bunu çevrelerine kanıtlamaya çalışmaktadır.” Erving Goffman, bence son derece haklı.
İlk dalgaya baktığımız yıl 1785’den 2020’ye içinde yaşadığımız yıla kadar uzuyor. ekonomik yaşama göre devrim yaratan bu evreler arasındaki sürecin gittikçe kısaldığını ve ilerlemenin hızının arttığını görüyoruz. Enformasyon yayılımında ağların genişlemesi ile önce duyguların sonrasında tüketicilerin toplumu etkilemesine bağlıdır.
Dijital ya da sosyal medya ekonomisine göre çeşitli bakış açıları var. örneğin; Carl Shapiro’ya göre; bilişim ve iletişim sektöründe yaşanan çok hızlı gelişmeler, küreselleşmenin yarattığı dinamiklerle bütünleşecek ve işletmede verimlilik ve karlılık arttışlarına yol açmayı sağlayacak şekilde yenide yapılandırma çalışmalarına girecek. küreselleşme ve ağ yönünde olan bir taraftan küreselleşme yoluyla eski ekonomik yapıyı deviren, diğer tarafta ise ekonomileriyle pazarın yapısını değiştiren bir güç olarak kalacak.
Genişleyen bütün ağlar, daha fazla insanın çembere katılması anlamına geliyor. bu ağa katılan her kullanıcı daha fazla paylaşım ve daha büyük bir veri yaratmakta. Bütün dünyadaki facebook, twitter, google, itunes gibi ve hatta amazon veritabanlarında ekonomik bilgilerini kabataslak biçimde saklıyor. araştırma ve analiz şirketleri doğrudan sektördeki işletmelere pazarlanabilecek bu veriler, aslında sosyal medyanın ekonomik zenginliğini oluşturuyor.