Sosyal Medya’nın Dünü ve Bugünü!

Sosyal medya dünyada bireylerin iletişim ve etkileşimde bulundukları Web 2.0 tabanlı dijital ortamları kapsamaktadır. Günümüzde ki iletişim teknolojisindeki hızlı ilerlemeler sosyal medya, sosyal ağlar ve bloglar gibi pek çok kavram literatüre girmiştir.

Sosyal medyanın tarihi 1971 yılında kimsenin farkında olmadan başlamıştı. Yan yana duran iki bilgisayarın birbirine e- mail atmasıyla başlamıştır. Aslında geçmişte basit numaraları bulabilmek için insanların kayıt olduğu ICQ ( mesajlaşma yazılımı), farklı kişilerle MIRC (sohbet sitesi) üzerinden “chatleşmesiyle” sosyal medyanın başlangıcına şahit oluruz. Daha sonraları birçok sosyal paylaşım siteleri çıkarıldı. Bu sitelerde insanlar profil oluşturma ve başka insanlarla etkileşime girme fırsatı buldular. Yani Facebook, Instagram ve Twetter gibi sosyal paylaşım sitelerinin ilk adımları atılmış oldu.

Peki Sosyal Medyanın Önemi Nedir?

Artık hayatımızın merkezinde yer alan internet, eğlence ve ihtiyaç gereksinimlerini karşılamaktadır. Instagram kişilerin eğlence gereksinimini karşılarken Youtube gibi farklı uygulamalar sayesinde kişiler günümüzde kazanç sağlar hale gelmiştir. Bu kitle iletişim araçlarının ortak özelliklerinden biri ise ücretsiz olarak halka sunulmasıdır. Sosyal medyanın özelliklerine baktığımızda ilk olarak katılım özelliği karşımıza çıkmaktadır. Bu özellik iletişim kuran bireylerin geri bildirimde bulunmasını ve gerekli katkılar göstermesini kolaylaştırır.

Kullanımı son derece “açık” ve kolaylaştırılmıştır. Erişilebilirlik özelliği ile kişiler zaman ve mekan fark etmeksizin etkileşim halinde olabilirler. Konuşma özelliği, geleneksel medyadan farklıdır. Sosyal medyada iletişim çift yönlüdür,rahat ve anında geri bildirim imkanı sunar. Topluluk özelliği ile ortak ilgi çerçevesinde bireylere bir araya gelme imkanı sunar. Son olarak dinamiktir. Sürekli değişen ve gelişen teknolojiyle güncellenebilir. Bu nedenle sosyal medyanın en önemli özelliği sayılabilir. Sosyal medyanın bize sunduğu; uzun süredir görmediğimiz insanlarla iletişim kurma, insanları takip etme, eğlenebileceğimiz uygulamalar, bilgiye hızlı erişim ve yeni insanlarla tanışabilme imkanı gibi saymakla bitmeyen faydası olduğu gibi buz dağının görünmeyen kısmı olan zararları da söz konusudur. Kişisel tehdit ve hakaretler, asosyallik, özel hayatın ifşa olması ve cinsel istismar gibi zararlar da ne yazık ki mevcuttur.

Sosyal medya üzerinde yapılan toplumsal hareketler vardır. Örneğin 2011 yılına damgasını vuran “Wall Street’i İşgal Et” eylemleri olmuştur. Gelir dağılımı adaletsizliği ve bankalar ile firmaların demokratik kurumlara etkilerini protesto etmek için binlerce kişi Wall Street’e yürümüşlerdir. Bu eylem dijital olarak doğmuştur. Öfke ve işgal çağrısı bloglarda dile getirilip, Facebook’ta yayınlanıp Twetter’da yayılmıştır. Bir diğer hareket ise şüphesiz herkesin ilk aklına gelen Gezi Parkı olayıdır. Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi kapsamında birkaç ağaç yer değiştirilmek üzere sökülmüştür.

Olayın sosyal medya üzerinden hızla yaygınlaşmasının ardından Taksim Dayanışma Grubu eyleme çadır kurup başlamışlardır. Polisin göstericilere müdahalede bulunmasıyla polisler ve göstericiler arasında gerginlik yaşanmasına neden olmuştur.

Gezi Parkı gösterileri sadece İstanbul ile sınırlı kalmayıp dünyanın çeşitli şehirlerine kadar yayılmıştır. #heryertaksim  #direngeziparkı hashtagleriyle kişiler birbirleriyle iletişim sağlamıştır. NewYork Üniversitesinin yaptığı bir araştırmada olayın olduğu gün 2 milyon tweet atıldığı görülmüştür.

Sosyal medya artık hayatımıza direkt etki eden bir güç haline gelmiştir. Sosyal medya sayesinde dünya küçülmüş duruma gelmiştir. Gelişen ve değişen teknolojiyle bizim de sosyal medyada yerimizi almamız gerekir.

Bilginin ve olayların hızla çoğaldığı dünyada sesimizi ulaştırabildiğimiz evrensel kitle iletişim araçlarını yalnızca boş vakit doldurmak için değil de verimli bir şekilde kullandığımızda her şey çok daha güzel olacaktır.