
Kripto ve Kriptoloji Nedir ?
Arkadaşlar herkese merhaba, bugün güvenliğin en büyük parçalarından birisi olan şifrelerden bahsedeceğiz. Şifreler belki hayatımızın hemen hemen her alanında kullandığımız, bazen hayat kurtarıcı konumuna bile geçen kelime veya cümle kullanım şeklidir.
Facebook, Twitter, İnstagram gibi sosyal ve dijital medya dışında, kilitli kutular, kilitli kasalar ve bunları açmak için kullanacağımız ortak nokta anahtar. Anahtar da bir şifredir aslında.Kilitleri açmaya yarar. Kilitlerin içinde yaylı 5 6 tane şerit pin bulunur. Bu şerit pinler, anahtar boşluğunun dönüp kilidin açılmasını engeller. Anahtar ise bu şerit pinlerinin her birini serbest bırakıp kilidi döndürebilmeye yarar. Haliyle her kilit kişiseldir ancak ve ancak karşı taraf şifreyi biliyorsa kişisellik bozulur.
Hayatımızın her alanında kullandığımız bu şifreler, dışardan başka birisi tarafından anlaşılmayacak şekilde paylaşılabilir. Tam bu noktayı esas alarak Julius Caesar (Jül Sezar) Roma İmparatorluğunun sıkı ve savaş zamanlarında haberleşmeyi dışardan düşmanların anlayamayacağı şekilde yapmak istemiştir. Böylece şifreleme yapılarak tarihin ilk Kriptosu ortaya çıkmıştır ve bu olay tarihe Caesar’s Algorithm (Sezar Algoritması) olarak kazınmıştır. O zaman kripto, yukarıdan anlaşılacağı üzere şifreleme, kriptoloji ise şifreleme bilimi olarak terimlendirilmiştir.
Sezar Algoritmasıyla oluşturulmuş bir metni düşmanlar okuyunca anlamsız kelimeler görüyorlardı. Aslında bir o kadar basit bir çözümü vardı. Verilen her harfi alfabeye göre belirlenen sayıda artırıp azaltmakla yapılıyordu. Sonradan bu yöntem herkes tarafından anlaşıldı ve daha farklı kriptolar çıkmaya başladı.
Domuzbağı kriptosu, Zimmermann Telgraf Yöntemi veya eski Türk yöntemlerinden olan EBCED kriptosu. EBCED, nasıl bir kriptoydu ufak bir detay da ona geçelim.
Her harf hatta boşluk bile belli bir sayıyla temsil ediliyordu. Bir cümle gönderiliyordu ancak çıktısı sadece sayılardan oluşuyordu. Günler geçtikçe bu kriptolarda çözüme kavuşturuldu.
Bu kriptoların ardından, kripto makineleri yapılmaya başlandı ve Enigma I-II bu zaman yapıldı. Klavyeden girilen karaktere makina içindeki panodan bir karşı harf verilirdi. İçinde karıştırma yapmak için ise çarklar vardı ve bu çarklar dışarıdan yerleştiriliyordu. Başta bir yansıtıcı ve sonda bir sabit çark yer alır. Ortaya yerleştirilen çarklara göre ise bir karşılık veriyordu. Önceki kriptolar daha basit göründüğünden biraz karmaşık bir algoritma yapıldı ancak bu algoritma da daha sonra uzmanlar tarafından çözüldü.
Bu tip algoritmalardan sonra da algoritma üretmeye devam edildi ve büyük bir bölümü günümüzdeki dijital halini aldı. 1975’te başlayıp 1997’de sunuma hazırlanan RSA algoritması ortaya çıkarıldı ve bir süre bu algoritma kullanıldı. Daha sonra ise DES-I, DES-II, AES gibi bir sıralama oluştu. Hala günümüzde kullanılan MD5, SHA1, SHA256 gibi algoritmalar ise Hash mantığıyla çalışmaya başladı. Hash mantığı tamamen kontrol üzerine. Lojik kapılar kullanılarak karşı cevap oluşturmaya yarar.
Devamını getirmeyi isterdim arkadaşlar ancak çok uzun olacak ben de konu konu bölmeye karar verdim. Önümüzdeki günlerde Kripto dünyasının içine derin bir dalış yapacağız. Sağ üst köşeden mail abonesi olursanız önümüzdeki yazılar yayınlandığı anda haber alabilirsiniz. Bir sorunuz olursa yorum yoluyla sorabilirsiniz. Herkese iyi çalışmalar. 🙂